11 Kasım 2010 Perşembe

Seçim Yapmak Etrafında Bir Amerika Tahlili

Amerikaya öğrenci olarak giderken kültür şoku yemeyeceğime yüzde yüz emindim. Netice itibariyle Robert Kolej ve "Bosphorus" üniversitelerinden mezun olmuştum, insan kendi memleketinde daha ne kadar yabancı olabilir ki değil mi? Ama kazın ayağı öyle çıkmadı. Gider gitmez önce hava çarptı, daha havalimanından çıkarken soluduğum ilk nefeste hayatımda tanımadığım şiddette bir sıcaklık ve nemle tanıştım. Klima denen aletin lüks değil bir ihtiyaç olduğu bu memlekette sokakta insanların olmadığını farkettim sonra, tabii o sıcakta ben de dolaşmak istemedim o başka ama hani akşam filan biraz serinlik çıkınca da yoktu kimseler, o zaman da kaldırım olmadığını farkettim. Sonra bakkal, çarsı, pazar gibi şeylerin de olmadığını farkedip iyiden iyiye tırsıp, aç kalmamak için üniversitede biriktirdiğim parayla 10 yıllık kocaman bir araba aldım kendime. Almasam sanırım markete gidemediğim için aç kalacaktım! Ve kocaman arabamla geniş Texas yollarından geçerek HEB isimli markete ulaştım. Dışarıdan bakıldığında kocaman bir depoyu andıran bu binadan içeri girdiğimde buz gibi bir hava beni karşıladı. Adeta damarlarımda akan kanın pastörize olduğunu, tir tir titreyerek hissettim. Dışarısı ne kadar sıcaksa (sanırım 50 derece filandı), içerisi de o kadar soğuktu (en fazla 10 derece). İçeride uzun uzun devam eden koridorlar boyunca türlü çeşit gıda ve ev sarf ürünleri sergileniyordu. Donmuş ürünlerin yer aldığı reyonları gördüğümde nutkum tutuldu. Kim bilir ne kadar çok marka ve çeşitte şoklanmış sebzeler, meyveler, dondurmalar, pizzalar, hazır yemekler sıra sıra uzanmaktaydı. Ben sadece bezelye almaya geldiğim bu reyona aptal aptal bakarken insanlar ne istediklerinden çok emin, ne alacaklarsa ona yönelip, hızlı hızlı alışverişlerini tamamlayıp gidiyorlardı. İlk şoku atlattıktan ve çok fazla çeşit bezelye görüp hangisinin alıştığıma uygun olduğunu bilemediğim için korkup vazgeçerek donmuş gıda reyonundan tabiri caizse tabanları yağlıyarak uzaklaştım.

Daha çocukken aileleri tarafından kendilerini etkileyen konularda seçim yapmasına izin verilen hatta bu yönde yönlendirilen  bireyler yetişiyor Amerika'da. Haliyle hangi pizza markasını, hangi gazlı içeceği, hangi marka spor pabucu vs. beğendiklerinden çok eminler ve dünyanın trendlerini bu kendilerinden emin halleriyle kolayca belirliyorlar. Seçim yapmak Amerikalı için su gibi hava gibi birşey, hatta daha da ötesi çünkü yaptıkları seçimlerle varolduklarını ve farklılaştıklarını iyice içselleştirmişler.

Amerikalının bencilliği ve hep kendini öne çıkarması da meşhurdur ve bu özellike de seçim yapma mecburiyetinden geliyor. Seçim yaparken önce kendini, hatta çoğu zaman sadece kendini düşünüyor Amerikalı çünkü bütün toplum böyle yapıyor. Peki ya kişisel seçimlerin başkalarını etkilediği noktalar? İşte onları kimse umursamıyor ve zurnanı zırt dediği yer de bu sanıyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder